onaltı

Beni sefil ettin ve sonra da gözden çıkarıverdin. Bu en kolayıydı. Anlıyorum. Üstelik mutlusun, üstelik ne çok mutlusun ki benim de mutlu olmam gerektiğini varsayıyorsun. Bu neden yazdığımı bilmediğim ve sonunda da hiçbir şey yazamadığımı düşüneceğim kimbilir kaçıncı cümle. Seni özlüyorum ve hislerimin herhangi bir tarifi yok sana anlatabileceğim. Zaten artık dinlemiyorsun. Beni suçlamıyorsun, beni […]

Read More

onbeş

Biliyorum, uçurumun kenarındayız. İkimiz. Burada, yanyanayız. Ayakucumuzda taşlar yuvarlanıyor aşağıya. Aşağıda denize ulaşıyorlarsa bile biz onların sesini duymuyoruz. Biliyorum. Senin korktuğunu da biliyorum. Farkındayım. Yanyana olduğumuzun da farkındayım. İkimiz. Burada, uçurumun kenarında. Seni bırakmayacağım. ‘Bırak’ desen de şimdi asla bırakmayacağım. Sen korkuyorsun. Biliyorum. Tüm gücümle, tüm bedenimle seni tutacağım. Ben çimenlere yapışacağım ve de sana. […]

Read More

ondört

Kim bilir kaç yaşımdaydım… kıpkırmızı olmuş suratımla, saatlerdir koşuyordum. Hiç bitmeyecekmiş gibi geliyordu. Göbeğimi taşımak yoruyordu beni. Şüphesiz bu kadar şişman olmasaydım onlar gibi oynayabilirdim her oyunu. Israrla koşuyordum, hiç bitmeyecekmiş gibi geliyordu. Kimseye yetişemiyordum… hep ebe… Sonra durup gülümserken gördüm onu, beni bekliyordu… Kolundan yakaladım: – İstemeseydim asla yakalayamazdın beni, dedi. Biliyordum. Söylemese olmaz […]

Read More

onüç

İnanılmaz bir şey hayat… Ne aptal bir laf bu değil mi? İnsan arada bir bunu söyleme ihtiyacı duyuyor. Ne bileyim, ne kadar her şeye açık olduğunu düşünsen de, ‘eğitimli’ olsan da, pek çok şeye “hayat bu!” diyebilsen de bir an geliyor, şöyle bir bakıyorsun ki her şey garip bir hal almış. Daha önce hiç düşünmemiş […]

Read More

oniki

1.     Sahne DEKOR: Tamamı ile siyah bir sahnenin ortasında dev boyutta bir beynin iki lobu (sahnenin dışından geldiği belli olan televizyon sesleri. Sürekli değişen seslerden birinin kanal değiştirdiğini anlarız. Kısa süre sonra televizyonun kapanması, elektrik düğmesinin kapanma sesi ve sonra sessizlik) SOL LOB: Uçamıyorum ama düşebilirim. SAĞ LOB: Ne tip bir argüman bu? SOL: Öylesine. […]

Read More

onbir

Soğuk ve kesici bir aletti elinde tuttuğun. Bir çocuğun elinde tutmasının yasak olduğu bir bıçak; parlak ve keskin… keskin ve acımasız…. acımasız ve kibirli… kibirli ve güçlü… güçlü ve hükümdar. Bir boş anı yakalamaktı tek amacın. Bazı şeylerin gözden kaçabileceği suskun bir saniye; durgun ve kısa, kısa ve önemsiz, önemsiz ve küskün, küskün ve savunmasız, […]

Read More

on

“Bir bulutun peşinden uzaklaşacaksın. Öyle gri, korkunç bir bulut olmasın… bembeyaz, pamuk gibi, bulut gibi bir bulut. Sen giderken hiç korkmayacağım, biraz üzüleceğim.” Yumuşacık saçları var, yumuşacık elleri ve yumuşak gülümseyişi… özleyeceğim ama biliyorum ki elleri hep yumuşacık kalacak. Küçüktüm başka biri, başka bir bulut ile giderken… Her şeyi tam hatırlamıyorum artık. Halbuki yıllarca her […]

Read More

dokuz

İki kapı vardı. Biri dışarıdan, ikincisi içeriden açılıyordu. İlkini açmadan önce iki kapı olduğunu bilmek mümkün değildi, ya da ikinci kapının dışarıdan açılamayacağını bilmek. Aslında, şu anda bile kesin bir yargıya varabilmek imkansız. Belki başka kapılar da vardır. Belki de her biri farklı kilit mekanizmasına sahip sonsuz kapı vardır. Belki ikinci kapı istediğime ulaşmadan önce […]

Read More

sekiz

Bir koşsak yola, bir çıksak… Tüm enerjimiz bitene kadar koşsak, patır patır ses çıksa tabanlarımızdan. O iğrenç asfaltın üzerinde, dalaklarımız bizi yere yıkana dek koşsak. Birbirimizin önüne geçmeye çalışmasak ama yine de tüm gücümüzle koşsak ve birimiz arkada kalmasa. İkimiz yalnız kalmasa. Senden sonra yola çıkmalı, nereye gidildiği bilinmeli. Orada tanıdık birileri olmalı. Yalnızlığa gidilmemeli […]

Read More

yedi

Gökyüzünü araya aldık. Aman ha sorulursa, “üzerimizde değil aramızda gökyüzü” diyebilmek için. Korkmaya niyetlendik ve korktuk zaten. Çok uzun zamandır hazırlamıştık korkuya kendimizi. Şu bedeni taşıyamama korkusu bu. Deli olma korkusu, beden sağlamken yönetebileceğiniz bir ruhun olmaması korkusu. Ölüm korkusundan çok daha beter bir ölememe korkusu. Kötü şansı önümüze aldık ve anlaşmaya vardık. Anlaşmamızı biraz […]

Read More